Diş etleri başta olmak üzere, dişlerin destek dokularını da korumaya yönelik olarak uygulanan yöntemler mevcuttur. Bu yöntemlerden biri de diş eti tedavisidir.

Diş eti hastalıkları plak ve tartar birikimi sonucu ortaya çıkar ve iltihap ile kendini gösterir. Bu sorun erken dönemde tedavi edilmediği takdirde periodontal hastalıktan daha ileri aşamalara kadar ilerleyebilir. Tedavinin geç başlaması diş kaybı, çene kemiği erimesi ve estetik gibi sorunlara neden olur.

Diş eti hastalıklarında tedavinin şekli, hastalığın türüne ve şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterir. Dolayısıyla tedavi bu etkenler birlikte değerlendirilerek planlanır. Tedaviyle amaçlanan; sağlıklı bir diş-diş eti birleşimi sağlamak, bakteriyel yükü azaltmak ve ağız hijyenini uzun vadede dengede tutmaktır.

Tedavi aşamasında hekimler, çok aşamalı bir yaklaşım uygular. Bu doğrultuda öncelikli olarak diş hekimi tarafından detaylı bir muayene yapılır. Muayenede diş etlerinde kanama, şişlik ya da renk değişikliği gibi bulgular mevcutsa değerlendirmeye alınır. Daha sonra diş yüzeyleri ve diş etlerinin altında kalan enfekte bölgeler temizlenir. Gerekli görülürse kök yüzeyleri düzeltilir ve iltihap kontrol altına alınır.

Tedavi sürecinde uygulanabilecek adımlar şunlardır:

• Diş taşı ve bakteri plakları temizlenir.
• Diş kökündeki pürüzlü yüzeyler düzeltilir.
• Enfekte dokuların çıkarılmasıyla diş eti dokusunun yeniden sağlıklı hale gelmesi sağlanır.
• Gerekli görülen durumlarda kemik greftleri ile destek yapılır.

Tüm bu aşamaların tamamlanmasının ardından hastaya günlük ağız bakım eğitimi verilir. Bu eğitimlerle diş ipleri ve uygun fırçalama teknikleriyle bakımın sürdürülmesi sağlanır. Bu yaklaşımla diş eti problemleri büyük oranda tedavi edilebilirken, ilerleyen dönemde tekrarlama riski de azaltılmış olur.

Diş eti hastalıkları çoğunlukla diş eti iltihabı ile başlar. Bu iltihabın tedavi edilmediği durumlarda hastalık ilerler. İlerleyen aşamada da diş eti hastalığı diş etlerinde geri dönüşü zor hasarlar bırakabilir.

Diş eti tedavisinde temel amaç, bu hastalığın ilerlemesini durdurmak ve diş etlerini eski sağlığına kavuşturmaktır. Tedavi sürecinde uygulanacak en önemli ilk adım, iltihabın kaynağının tespit edilmesi ve ortadan kaldırılmasıdır. Bu doğrultuda düzenli temizlik işlemleri, kök yüzeyi düzleştirme ve gerekli durumlarda cerrahi girişimler bu amaca hizmet eder.

Tedavi planı, kişisel faktörlere bağlı olarak belirlenir. Bazı hastalarda basit bir diş taşı temizliği yeterli olur ancak ileri vakalarda flap operasyonu veya yönlendirilmiş doku rejenerasyonu gibi cerrahi teknikler gerekli olabilir. Diş etlerinin altında yer alan enfekte dokuların temizlenmesiyle dişlerin tutuculuğu artırılırken, ileride oluşabilecek diş kayıplarının da önüne geçilir.

Tedavi sürecinde hasta-hekim iş birliği oldukça önemlidir. Tedavinin tamamlanmasının ardından düzenli fırçalama, diş ipi kullanımı ve antiseptik gargara ile tedavinin desteklenmesi büyük önem taşır. Bu bakım uygulamalarının düzenli bir şekilde yapılmasıyla diş eti problemlerinin tekrarlama riski azalır. Tedavinin tamamlanmasının ardından düzenli hekim kontrolleri yapılmalı, gerekli görülürse destekleyici temizlik işlemleri uygulanmalıdır.

Alınacak tüm bu önlemlerle birlikte diş eti sağlığının uzun vadede korunması mümkündür. Bu da uzun vadede genel ağız sağlığına olumlu katkı sağlar.

Diş etlerinin dişten uzaklaşarak kök yüzeyini açığa çıkardığı bir durumdur. Bu tablo diş eti çekilmesiyle birlikte başlar. Artan hassasiyet, dişlerde uzun görünüm ve bazen estetik kaygılarla kendini gösterir. Tedavi planı, çekilmenin derecesine ve nedenine göre belirlenir.

Hafif çekilmelerde düzenli temizlik ve ağız hijyeni gibi uygulamalar yeterli olur ancak ileri olgularda cerrahi müdahale gerekli olabilir. Flap cerrahisi, bağ dokusu greftleri ve kemik greftleri ile desteklenen rejeneratif işlemlerle diş eti dokusunun yeniden kazanılmasını sağlanır. Böylece dişler korunur, diş kaybı riski de azalır.

Uzun vadede ise düzenli bakımın yapılmasıyla birlikte beslenme alışkanlıklarının da gözden geçirilmesi gerekir. Bu doğrultuda şeker ve asitli içeceklerin tüketiminin azaltılması, diş eti sağlığına olumlu katkı sağlar. Böylece diş eti çekilmesinin tekrarlaması önlenirken, genel ağız sağlığı da uzun süre korunmuş olur.

Diş eti tedavisi ve uygulanan yöntemler hakkında detaylı bilgi için Elşen Yusufoğlu muayenehanesi ile iletişime geçebilirsiniz.